90’lardan Santrfor Gelmiş: Maximiliano Gomez

90’lar denilince akla Bizimkiler dizi, Parliament Sinema Kulübü, taso, Mrkelam’ın koşuşu, Çelik’in Hercai şarkısı gelir. Ve pek tabii ki uzun, güçlü ve temiz gol vuruşu olan klasik santrforlar. Zaten o dönemde genellikle bu tip santrforlar transfer rekorlarını kırardı: Alan Shearer, Hernan Crespo, Christian Vieri… Bir ara böylesi 9 numaralara artık “demode” gözüyle bakılır olmuş, kısa ve çabuk golcülere yönelmişti kulüpler. Ama Cavani’lerin, Higuain’lerin başlattığı akımla yeniden gözler “golcü gibi golcü”lere çevrildi. Yani 90’lardan kalma 9 numaralara. Celta Vigo’da parıldayan genç Uruguaylı Maximiliano Gomez de onlardan biri.

Nasıl bir oyuncu?


1996 doğumlu Gomez, çok net bir şekilde hedef santrfor örneği. Defensor’da çıktığı her maçta öncelikle fiziği ve hava toplarıyla ön plana çıktı ve bulduğu gollerde genellikle o avantajı sayesindeydi. Hava toplarında yükseldiği zaman yanında kendisini bozan bir stoper olsa bile vuruş hedefini pek şaşırmıyor ve net kafa şutları çıkarabiliyor. Fiziği yaşına göre çok güçlü. O nedenle sırtı dönükken topu aldığında takımına zaman kazandırabilecek bir oyuncu. Tabii o fiziki gücü kendisine “ağırlık” dezavantajı olarak da dönebiliyor.


En önemli özellikleri


Onun bu hava topu üstünlüğü takımın geri kalan hücum oyuncuları için de bir avantaj. Çünkü yüksek toplarda stoperler ona odaklanıyor ve belki hiç topa dokunmadığı anlarda bile etrafında hücum koşusu yapan arkadaşlarını bir anda golle burun buruna bırakabiliyor. La Liga’da ayağının tozuyla neredeyse her hafta gol atmaya başlaması ve bu yazı yazılırken 7 maçta 5 gole sahip olması tesadüf değil. Topun düşeceği yerleri iyi sezen ve kafasıyla da ayağının içiyle de iyi gol vuruşları çıkaran bir oyuncu.


Daha iyi olması için… 


Güçlü bir oyuncu olduğu kadar aynı zamanda biraz ağır bir 9 numara görüntüsü verdiğini söylemiştik. Özellikle topla dönüşlerini daha hızlı yapması gerekiyor. Gelecekte biraz daha atletlik kazanıp, kendisine atılan ara paslara bir nebze daha çabuk gidecek ve sırtı dönük aldığı toplarla döndüğünde çabuk dönecek, ikili oyunlara girebilecek bir santrfor olursa işte o zaman bonservisi çok uçuk seviyelere gelebilir. Çünkü dünya futbolunda bu tip santrforlara ciddi açlık söz konusu.

Gelecekte “kim” olur? 


Muhtemelen onun idolü, memleketinin en büyük santrforu Edinson Cavani’dir. Luis Suarez’i sadece “santrfor” olarak kısıtlamıyoruz, o bambaşka bir oyuncu… O yüzden Maximilano Gomez’in açık hedefi Cavani olmalı. Ancak şu bir gerçek ki Cavani, Palermo günlerinde bile topla çok iyi hareketlenebilen ve çok daha çabuk bir oyuncuydu. Hatta ilk zamanlarında kanatlarda bile oynatılıyordu. Açıkçası model olarak Alvaro Morata’yı daha çok andırıyor sanki. Hava toplarındaki başarısı ve “ne oynuyor ki şimdi bu adam?” dediğin anda golle ortaya çıkacak potansiyeliyle…

Hiç yorum yok: