Terminator: Sergej Milinković-Savić


90’lar futboluna yetişenler, Eyjolfur Sverrisson denince hemen hatıraları canlanır. Tabii en çok da Beşiktaşlıların… İzlanda’nın efsane futbolcularından biri olan Sverisson belki akıllarda sarı saçları, renkli gözleri ve Kayserispor’a karşı uzaktan attığı şahane golüyle yer etse de aslında kendisi bu ligin gördüğü ilk “çok yönlü” oyunculardan biriydi. Futbola ülkesinde forvet olarak başladı, Bundesliga’da savunma ve orta sahada görev yaptı. Beşiktaş’ta da daha çok orta sahada oynamasına rağmen 1995’te kazanılan şampiyonluk sezonunda 9 gole imza atmıştı. Milinković-Savić, bu bağlamda benim Sverisson anılarımı canlandırdı tabii onun özelliklerini 3-4’le çarparak…

Sergej Milinković-Savić de önceleri bir defansif orta sahaydı. Ancak özellikle Sırbistan genç milli takımlarında oynadığı maçlarla teknik özellikleriyle hemen sivriliyordu. Genk’te ofansif özelliklerini daha fazla ön plana çıkarmaya başladı ve şimdilerde Lazio formasıyla ise dünyanın en iyi orta sahaları arasına girdi.

İyi yaptığı birçok şeyin olması onu benzersiz kılan bir etken. Defansif orta saha döneminden kalma oyun disiplinini, fizik gücünü koruyor. Üzerine muhteşem bir pasöre dönüştü. Farkındalığı üst seviyede ve özellikle dikine uzun paslarda çok başarılı. Ortalama pas mesafesinin 17 metre olmasına rağmen isabet oranı oldukça yüksek. Tabii bu onda sıkça “uzun pas atma” refleksine dönüştü, bir üst seviye için daha rölanti kısa paslara da yönelmesi gerekecek.

Lazio'nun saklı golcüsü


Pek tabii asıl fark yarattığı nokta da skora katkısı. Serie A’yı yakından takip etmeyenler onu forvet bölgesinde oynuyor sanabilir. Ama Milinković-Savić bir merkez orta saha olmasına rağmen ceza sahasına koşuları çok etkili. Hem zamanlaması hem de o koşularla yakaladığı pozisyonları bitirmesi açısından. Uzaktan şutlarda da iki ayağıyla da etkili. Evet, biraz fazla abartıyormuş gibi görünebilirim ama bu özelliklerinin hepsi gerçek. “Kusursuz bir orta saha olması amacıyla” üretilmiş bir Terminator gibi. Telefon kulübesinden bir sonraki rakibini öğreniyor ve yine aynı yok ediciliğini, aynı form düzeyiyle konuşturuyor. 

Peki bütün özellikleri mi muhteşem? Elbette eksikleri de var. Bir orta sahada olması gereken özelliklerin %80’ine sahip ama özellikle çabukluk anlamında biraz geride kalıyor. Aslında top tekniği üst düzey, rahat adam eksiltebiliyor. Ancak hızı biraz düşük. Zaten onu Pogba seviyesinden bir tık geride bırakan etken de bu. Çok kazanılacak bir özellik değil ama gelecekte biraz daha çabukluk kazanacak olursa inanılmaz seviyeye ulaşır. Ki şu haliyle bile Manchester United’ın 95 milyon euro teklif ettiği söyleniyor.

Tüm bunlara rağmen oyuncunun hala Sırbistan A milli takımında süre almamış olması da ilginç. Bu konuda daha gelenekçiler, kolay kolay yeni parlamış bir genç oyuncuya hemen formayı vermiyorlar. Ama Dünya Kupası’nda sahne alacağı kesin. Lazio’nun da olası satış için Dünya Kupası sonrasını beklemesi daha ideal olacaktır.

Hiç yorum yok: